| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | hukuk bürosu | law office i. | ||
|
He passed the law examination and set up a law office. Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu. More Sentences |
||||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | hukuki hizmetlerin çok sayıda avukatın çalıştığı bir hukuk bürosu tarafından sunulduğu sistem | group practice i. |
| Trade/Economic | ||
| Ticaret/Ekonomi | (reklam ajansı, hukuk bürosu) belirli bir dönemde yapılan toplam iş | billings i. |
| Law | ||
| Hukuk | halkın hukuk bürosu | legal bureau of the people i. |
| Institutes | ||
| Kurum/Kuruluş | hukuk istinabe bürosu | bureau of civil rogatory i. |
| Kurum/Kuruluş | hukuk tebligat bürosu | bureau of service of legal documents i. |
